Genetik Araştırmalar Hunların Gerçek Kökenini Ortaya Çıkardı

HUNLAR, Avrupa’ya korku salan efsanevi bir atlı kavim olarak bilinir. Özellikle Attila liderliğinde gerçekleştirdikleri akınlarla tarihte önemli bir yer edindiler. Ancak Hunların kökeni uzun süredir tartışma konusuydu. Yapılan yeni genetik araştırmalar, bu gizemi aydınlatarak Hunların gerçek kökenine dair çarpıcı bilgiler ortaya koydu.

HUNLARIN KÖKENİ : MOĞOLİSTAN’DAN AVRUPA’YA 

„HistoGenes“ adlı büyük bir projenin koordinatörü Walter Pohl liderliğindeki bir ekip, Hunların kökenine dair yeni bulgular elde etti. Araştırmada, Max Planck Enstitüsü’nden Guido Alberto Gnecchi-Ruscone ve ekibi, o dönemde yaşamış 370 kişinin genomunu inceledi. Bu kişilerin büyük bir kısmı günümüz Macaristan’ından geliyordu.

Araştırma sonucunda, Hunların etnik yapısının oldukça çeşitli olduğu ortaya çıktı. Hunların kökeni yalnızca Moğolistan’daki Xiongnu İmparatorluğu’na dayanmıyordu. Aynı zamanda Avrupa’nın çeşitli bölgelerinden, Kafkasya’dan ve Orta Asya steplerinden gelen genetik izler de tespit edildi. Bazı bireylerde, Kuzeydoğu Asya’dan Karpat Havzası’na kadar uzanan genetik bağlantılar bulundu. Ancak, genel olarak Kuzeydoğu ve Orta Asya’nın Hun nüfusu üzerindeki etkisinin düşük olduğu belirlendi.

XİONGNU İMPARATORLUĞU İLE BAĞLANTI 

Hunların kökeni, 18. yüzyıldan beri Xiongnu İmparatorluğu ile ilişkilendiriliyordu. Xiongnu, MÖ 2. yüzyıl ile MS 1. yüzyıl arasında Moğolistan steplerinde ve İç Asya’nın geniş bir bölgesinde hüküm süren bir topluluktu. Yeni genetik bulgular, Xiongnu’nun torunlarının Avrupa’ya göç ederek Hunlar olarak ortaya çıktığı teorisini destekliyor.

HUNLARIN AVRUPA’DAKİ ETKİSİ 

Hunlar, MS 375/76 yılında Karadeniz’in kuzeyinden Avrupa’ya girerek Gotlar ve Alanlar gibi büyük toplulukları baskı altına aldı. Bu istila, Avrupa’daki kabilelerin Batı Roma İmparatorluğu’na doğru göç etmesine neden oldu ve imparatorluğun çöküşüne katkıda bulundu. Attila liderliğinde, Hunlar 450 yılı civarında Doğu Avrupa’da büyük bir imparatorluk kurdular.

Bu yeni genetik bulgular, Hunların kökenine dair uzun süredir devam eden tartışmalara yeni bir boyut kazandırdı. Hunların etnik çeşitliliği ve kökenlerinin ne kadar geniş bir coğrafyaya yayıldığı, tarihsel göçler ve kültürel etkileşimler hakkında daha derin bir anlayış sunuyor. Bu araştırma, antik dönemdeki insan hareketliliğini ve etkileşimlerini anlamak için genetik biliminin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Benzer Haberler

İnsanlık tarihinin kara lekesi: Hocalı Katliamı

Azerbaycanlılar, Ermeni güçlerinin 26 Şubat 1992’de Hocalı’da kadın, çocuk ve yaşlı gözetmeksizin yaptığı katliamın kurbanlarını anıyor

Fransa bağımsızlık için mücadele eden muhtemelen on binlerce Kamerunluyu öldürdü

Kamerun’daki bağımsızlık sürecine ilişkin raporu oluşturan komisyonun Eş Başkanı Karine Ramondy:“Bu sömürgecilikten kurtulma savaşı bağımsızlıkla sona ermedi. Bağımsızlıktan sonra da (oradaki) mevcudiyetimizi sürdürüyoruz ve bağımsız hale gelen bir ülke adına…

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert